25 Ağustos 2015 Salı

 Bir hadis-i şerifte  Allah Resûlü (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) bir gece kalktığında gözleri hüzün dolu bir şekilde, "Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip sürelerinin uzayıp kısalmasında düşünen insanlar için elbette birçok dersler vardır. Onlar ki Allah'ı gâh ayakta divan durarak, gâh oturarak, gâh yanları üzere zikreder, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler ve derler ki: ‘Ey Yüce Rabbimiz! Sen bunları gayesiz, boşuna yaratmadın. Seni bu gibi noksanlardan tenzih ederiz. Sen bizi o ateş azabından koru!'" (Âl-i İmran sûresi, 2/190-191) âyetlerini okudu; okudu ve gözyaşları içinde derin bir tefekküre daldı. Sabah namazı için ezan okumaya gelen Hazreti Bilal kendisine: "Ya Resûlallah! Kendini niçin bu kadar zora koşuyorsun? Allah, geçmiş-gelecek bütün günah yollarını Sana kapattı." dediğinde Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem); "Bana bu kadar ihsanda bulunan Rabbime, ihsanı ölçüsünde şükreden bir kul olmayayım mı?" buyurdu. (Buhârî, Teheccüd, 6)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder