• Allah’a, ahiret gününe, meleklere, (Allah’ın indirdiği) kitaplara ve peygamberlere iman etmek;
• Mala duyulan sevgiye rağmen onu akrabalar, yetimler, düşkünler, yolda kalmışlar, (ihtiyacından dolayı) isteyenler ve (özgürlüklerine kavuşsun diye) köleler için harcamak;
• Namazı dosdoğru kılmak,
• Zekâtı vermek,
• Verilen sözü tutmak;
• Zorda, darda ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabretmektir.Meselenin özü şudur ki, mutlak anlamda iyi, güzel ve mükemmel olan Allah Tealâ’dır. İnsan O’na yaklaştığı, O’nun rızasını ve sevgisini kazandığı nispette iyi insan, güzel insan, olgun insan olur. Bir yakınlık nispeti esas alındığına göre, iyi insan olabilmek hem bir arınma ve terbiye sürecini yaşamakla, hem de bu sürecin gittikçe yükselen mertebelerini aşmakla mümkün. Yani iyi insan yanında “daha iyi insan”, “en iyi insan” da söz konusu. Bu demektir ki iyi insan olabilmek, bilgi kadar bir üst mertebedeki örneği gözetmeyi de gerektiriyor.{semarkand dergisinden alıntıdır}
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder