12 Haziran 2014 Perşembe

Hz. Ebu Bekir (r.a) bir gün kendini dinleyenlere şöyle seslenir: يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنفُسَكُمْ لا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ...

'Ey îman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda iseniz, herhangi bir sapkın kimse size zarar veremez...' (Mâide sûresi, 5/105) âyetini okuyor ama yanlış te'vil ediyorsunuz. Zira ben Allah Resûlü (s.a.s)'nün şöyle dediğini işittim: وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنْ الْمُنْكَرِ أَوْ لَيُوشِكَنَّ الله أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عِقَابًا مِنْهُ ثُمَّ تَدْعُونَهُ فَلا يُسْتَجَابُ لَكُمْ
'Bir topluluk ki, günah işler ve aralarında onları bu günahtan menetmeye muktedir kimseler vardır; vardır da bu görevi yapmazlarsa, onların üzerine Allah katından bir belâ gelmesi kaçınılmazdır.'
Evet, yukarıdaki âyet, 'başkalarına karışmayın, siz sadece kendinize bakın' demek değildir. Aksine âyetten anlaşılması gereken mânâ, başkalarının dalâlet ve sapıklıklarını görüşüp konuşurken insanın kendisini unutmamasıdır. Yani, aslında burada ferdî muhasebeye teşvik vardır. İşte Hz. Ebû Bekir (r.a) bu mânâyı en iyi kavrayanlardan biri olarak, Allah Resûlü (s.a.s)'nden naklettiği hadîsi bu anlayışa delil olarak irad etmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder